Röportaj: Abdulvahap Filiz
İstanbul
Uluslararası Mücevherat, Saat ve Malzemeleri Fuarı "ISTANBUL JEWELRY SHOW EKİM
2012”, UBM Rotaforte tarafından, 4-7 Ekim 2012 tarihleri arasında İstanbul Fuar
Merkezi’nde (CNR Expo) gerçekleştirildi.Fuar, Avrupa ve Orta Doğu’nun en önemli
ticaret köprüsü olarak 35. kez sektörün önde gelenlerini, 22.000 metrekarelik
alanda 10.000’den fazla yeni ve farklı ürünle buluşturmanın gururunu yaşadı.
Fuar da "Habergold.com”un sorularını cavaplayan, İpek Yolu Silver Yöntim Kurulu Başkanı İbrahim Kaygısız; " Fuar’ın çok başarılı geçtiğini, herkesin katmadeğeri yüksek ürünlerin üreterek, ülkeye döviz girdisi sağlamalarının gerektiğini” söyledi.
Bize kısaca kendinizden veya firmanızdan bahseder misiniz? Firmamız 1970'de Gaziantep'te kuruldu. Gaziantep'te altın, gümüş ve değerli taş üzerine çalışıyorduk, sonraki yıllarda yani 12 sene önce, Altınbaş kardeşlerimin istekleriyle İstanbul'a işlerimizi naklettik ve toptan gümüş takı pazarlama üzerine çalışmalarımıza başladık. 2010 yılında 95 ülkeye ihracatımız var 2011 yılında 90 ülkeye, bu savaş olan arap ülkelerine dolayısıyla yokuz. Türkiye'de ihracatta, ihracat birincisiyiz.
Şuadaki fuar sizce öncekilere göre nasıl geçiyor?Ben bütün konuşmalarımda gerekse basın,
gerekse esnaf, sektörel bazda ki, gerekse kendi aramızda, ben şunu söylerim; "
fuarlar firmaların ve ülkelerin yani fuar yapılan ülkenin dünyaya açılan
penceresidir. Yani fuara katılırsan
dünyaya bir pencereden bakma şansın var.
Fuara katılmazsan bakamazsın onun için, fuarlar çok değerlidir. Ben başta bu fuarı 25 -
26 yıldan beri çilesini çekip bizi bu günlere getiren Rotaforte fuarcılığa
da teşekkür ederim. Çünkü bunun
eziyetini önce onlar çektiler ve biz bugün onların çalışmaları sayesinde, bugün
dünyaya malımızı satıp pazarlayabiliyoruz. Fuarlar iyidir, biz fuardan memnunuz
fuar da, beklediğimizin üzerinde tepki aldık diyebiliriz.Sizin görüşünüz olarak fuara gelen müşteriler ağırlık olarak iç pazardan
Anadolu'dan mı yoksa Yurtdışında mı? Denge olarak hangisi önde gidiyor?Ekim fuarına gelen alıcıların %95'i,
yabancı çünkü biziml iç piyasamızda dahil, şuan da kapanmak üzere onun için de
gelen müşteriler ağırlıklı Avrupa'dan, yani bütün dünya ülkelerinden gelenler var. Mart fuarı öyle değil. Mart fuarın da sezon
başı olduğu için, bizim iç piyasadan da hareket oluyor. Ama şu an bu fuar da yani sorduğunuz sorunun
paralelinde, aslında şu var;” bu fuarda
ihracat ağırlıklı çalışan firmalar mutlu, rahat ve memnun. İç piyasa için ürün üreten insanlar, iç
piyasa için ürün yapan insanlar mutsuz.
Çünkü biraz evvel dediğim gibi, iç piyasa kapanmak üzere yani artık ülke kışa
giriyor. Bizde burada ağırlıklı turizim
sektörü ile çalışan esnaflarımız var, firmalarımız var onun için, yurtdışına
ihracatı olan firmaların bir sorunu yok.
Herkesle mutlu konuşuyoruz, herkesle çok güzel konuşuyoruz. Siparişleri aldılar, elinde stokları olanlar
stoklarını sattılar, yani fuar hedefine ulaştı.
Türkiye ekonomisini de göz önünde bulundurursak bundan sonraki
firmaların yurtdışına açılması gerekiyor mu?Kesinlikle, bunu yine sohbetlerimizde
söylerim. Siz aslında çok güzel sorular
soruyorsunuz. Bu ülkenin değerleri, bizim malımız. Yani benim param, senin paran, senin paran,
benim param. İşler sıkıştığında senin,
benim yok yani bu ülke bizim, bu ülke hepimizin, onun için ben bütün beni
dinleyenlere kuyumculuk sektöründe olmayan da dahil eğer birisi yetişip beni
dinliyorsa, bu insanlara bu hemşerilerime, bu ülkenin insanlarına şunu
söylüyorum; " Ürettiklerini mutlaka yurtdışı için üretsinler, ürünlerini
yurtdışına pazarlamanın yollarını arasınlar, yani biz bu ülkeye dışarıdan döviz
girerse varız. Yoksa, yoku. İşin açığı,
neti budur. Mutlaka ihracat, ihracat, ihracat ve mümkünse katma değeri yüksek
ürün üretmemiz lazım, yani biz ne kadar katma değeri yüksek ürün üretirsek, ülkeye o kadar döviz giridisi fazla olur ve
insanlarımız rahat yaşar, dış borcumu
düşer ödeme dengemiz düzgün olur. Cari
açığımız kapanır yani hükümetin üzerinde ki, maliyenin üzerinde ki bu baskıyı da
almış oluruz. Katma değeri yüksek ürün
ihracat edersek, ülkenin kurtuluşu bu.Son olarak fuara gelmeyen müşterilerinize veya bu grubu ilgilendiren
esnaflara tavsiyelerinizi veya önerilerinizi alabilir miyiz? Fuarlara katılacaklar, yani eğer işini
geliştirmek isteyen insan, işini geliştirmek isteyen firma, grup bu fuarlara
gelip katılacak bu fuar da yerini alacak. Ben işimi geliştirmeyeceğim, ben
olana razıyım, hatta geri dönmeye razıyım, kaybetmeye razıyım derse, zaten yapacak bir şey yok. Ama kesinlik ve kesinlikle eğer ben işimi
geliştireceğim diyorsa, bu fuarlar da yerini alacaklar. Yabancı, bizim gerek yurtiçi alıcılarımız,
gerekse yurtdışındaki alıcılarımız, eğer
rekabeti yani benim ürünüm mü kaliteli, karşımdaki üreten firmanın mı ürünü
daha kaliteli? Bunu seçme şansının olması için de gelip malı burada görecek,
onlarda gelip görecekler.Teşekkür ederim.Ben teşekkür ederim.
Fuar da "Habergold.com”un sorularını cavaplayan, İpek Yolu Silver Yöntim Kurulu Başkanı İbrahim Kaygısız; " Fuar’ın çok başarılı geçtiğini, herkesin katmadeğeri yüksek ürünlerin üreterek, ülkeye döviz girdisi sağlamalarının gerektiğini” söyledi.
Bize kısaca kendinizden veya firmanızdan bahseder misiniz? Firmamız 1970'de Gaziantep'te kuruldu. Gaziantep'te altın, gümüş ve değerli taş üzerine çalışıyorduk, sonraki yıllarda yani 12 sene önce, Altınbaş kardeşlerimin istekleriyle İstanbul'a işlerimizi naklettik ve toptan gümüş takı pazarlama üzerine çalışmalarımıza başladık. 2010 yılında 95 ülkeye ihracatımız var 2011 yılında 90 ülkeye, bu savaş olan arap ülkelerine dolayısıyla yokuz. Türkiye'de ihracatta, ihracat birincisiyiz.

