Kapalıçarşı Türkiye'nin Vitrini ve Öncelikle Esnaflar Olarak Biz Sahip Çıkmalıyız

 

İstanbul Ticaret Odası(İTO), kuyumcular komitesinin hazırlamış olduğu, "Kapalı Çarşı Geleceğin Arıyor” toplantısında, görüşlerini "Habergold.com” a açıklayan, İTO Kuyumcular Komite üyesi Nergis Sürücü,”Ben cümlelerime klasik şekilde sorunlarımız sıralayarak başlamayacağım” diyen Sürücü şöyle devam etti; "Çünkü bakış açımızı değiştirmediğimiz sürece sonuca varmamız mümkün değildir. Esnafın ve mülk sahiplerinin bu tarz toplantılara katılım azlığının da başlıca nedeni az sonra bahsedeceklerimdir. Kapalı çarşımız için 2005 yılından bugüne kadar çeşitli çalıştay, konferans ve toplantılar düzenlendi” dedi. 

Ayrıca, Katıldığım tüm çalışmalarda hep aynı konuşmalar yapıldı ve sonuçlar yazıldı. Bugün yine bunlardan birini daha gerçekleştiriyoruz. Bunların hepsi çok doğru ve çıkan sonuçlar kesinlikle yapılması gerekenlerdir. Bu çalışmalara emek harcayan herkese şahsım adına teşekkür ediyorum. Ama maalesef bu kadar zaman geçmesine rağmen bir adım yol kat edilemediğini de söylemeden geçemiyorum. İlk toplantıdan bugüne kadar geçen yaklaşık 10 yıllık süre zarfında bina daha da zarar gördü. Anıtlar kurulunun hazırlanan projenin yüzde yirmi beşini onayladığını biliyoruz.

 Bu şekilde devam ederse bir 10 yıl daha sonuca varmamız mümkün değildir. Çünkü izlenmesi gereken süreç ve muhataplar konusunda çok büyük eksiklikler mevcut. Bu nedenle bence tekrar tekrar aynı konuşmaları yapmak yerine neden sonuca varılamadığını irdelemek gerekiyor. Neden çözümlenemediği konusuna belli başlıklar altında değinmek istiyorum.Kapalıçarşı'nın öncelikli olarak iyi bir yönetime, sonrasında oluşacak yönetimin önderliğinde esnaf birlik ve beraberliğine ihtiyacı var. 

Kapalıçarşı esnafı kendi yönetimini seçebilecek yetkinliğe sahiptir ve yönetime gerçekten inanmalıdır. Ama bugüne kadar yapılan seçimlerde çalışanlarında oy kullandığı bir düzen işlemektedir. Bunun yanlış olduğu gibi sadece mülk sahiplerinden oluşan bir yönetimde çarşı için doğru bir sistem değildir. Sonuçta burası yaşayan bir organizma ve içinde yaşayanlar ile bir bütündür. Bugün baktığınız zaman hem mülk sahibi hem işletmeci olan dükkan sayısı çok azdır. Gerçekten temsil edecek yönetimin altında oluşturulacak profesyonel bir ekip ile aşılamayacak bir sorun olacağını düşünmüyorum. Otoritenin baskın değil müdahil olduğu düzen içinde ve inanılan yönetimin önderliğinde atılacak adımlar çok daha hızlı olacaktır. 

Ayrıca en önemli unsurlardan biriside projenin bütçesidir. Aslında bu konunun sadece mülk sahiplerinin katılımıyla olamayacağını söylemek çok doğaldır. Çünkü böylesine önemli bir yapıda yapılacak çalışmalara çeşitli fonlar, UNESCO ve devletten de destek alınmalıdır. Bu yapı aynı zamanda bir dünya mirasıdır. Taşın altına herkes elini koymalıdır. Kısaca her şey şeffaf ve doğru olduğu sürece, adıyla başlı başına marka olan bu yapıyı daha da yukarılara taşımak hiç de zor değil.