Altın...Taş...Tasarım...

Dünyanın göz kamaştıran şehirlerinden biri, belki de en görkemlisi olan İstanbul, kendisi gibi göz kamaştıran mücevherlerin dünyasını yönetenlerin toplantısına ev sahipliği yaptı. Dünya Elmas Borsaları Federasyonu (WFDB) ve Uluslararası Elmas Üreticileri Birliği (IDMA) tarafından düzenlenen Başkanlar Toplantısı, 16 – 18 Haziran 2013 tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleşti.

(Fantastik 3’lünün Türkiye serüveni)

Dünyanın göz kamaştıran şehirlerinden biri, belki de en görkemlisi olan İstanbul, kendisi gibi göz kamaştıran mücevherlerin dünyasını yönetenlerin toplantısına ev sahipliği yaptı. Dünya Elmas Borsaları Federasyonu (WFDB) ve Uluslararası Elmas Üreticileri Birliği (IDMA) tarafından düzenlenen Başkanlar Toplantısı, 16 – 18 Haziran 2013 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşti. Türkiye’de sektöre üniversite düzeyinde eğitilmiş eleman yetiştirmek üzere 1992 yılında konu ile ilgili ilk yüksekokulu Marmara Üniversitesi bünyesinde kurmuş, sektörün gelişmesine ve büyümesine katkıda bulunmayı amaç edinmiş bir eğitimci olarak bu ve benzeri toplantıları çok önemsediğimi özellikle belirtmeliyim. Bu toplantılarda, mücevher kullanımının ülkemizde ve dünyada yayılabilmesinin, pazarın genişleyebilmesinin önündeki sorunlar ortaya konmakta ve bu sorunların giderilebilmesi için bir dizi kararlar alınmakta, alınan bu kararlar da en üst düzeyde uygulamaya konulmaktadır.

Sizlere bu kararlardan ve uygulamalarından uzun uzun bahsetmek niyetinde değilim. Zira sektörle ilgili kişiler, zaten bu organizasyonları ve sonuçlarını takip etmekte, bilmektedir. Ben sizlere, Altın, Değerli Taşlar ve tasarımın Türkiye’deki serüvenini kısaca anlatmak istiyorum. Bu serüveni okurken belki kendi ülkenizdeki, belki de kendinizdeki yaşanmışlıklarla ortak yönler bulabileceğinizi düşünüyorum.

Altın, taş ve tasarımı "Fantastik 3’lü” olarak nitelendirmemin sebebi, piyasaların ve sektörün gelişmesini sağlayan, birliktelikleri yüzyıllardır bozulmayan 3 iyi dost ve birlikte inanılmaz başarılara imza atan bir ekip olmalarındandır. Bu üçlüden altın, ilk çağlardan beri zenginlik ve statü simgesi olarak ortaya çıktı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana da bu özelliğini sürdürmeyi başardı.

Türkiye Cumhuriyeti’nde altın, ilk yıllardan bu yana statü ve yatırımın en önemli aracı olarak kullanılmıştır. Taşa gelince; elmas, yakut, zümrüt ve safir kullanımı, Osmanlı’dan bu yana hep var olmakla beraber, pırlanta kesim ve diğer renkli taşların değişik tasarımlarla kullanımı, ön plana çıkmaya ve yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu durumda, moda olgusu ve algısının da gelişmesinin ve tüketiciyi etkilemesinin büyük payı vardır. Bu sürecin başlangıcında daha çok "dünyada var olan örneklerden esinlenme” metoduyla üretim yapılmış, fakat özellikle son yıllarda, eğitimin katkısıyla birlikte, özgün tasarımlarda elde edilen ticari başarılar sayesinde tasarımın değeri tümüyle ortaya çıkmaya başlamıştır. Böylece nihayet fantastik 3’lü devreye girmeyi başarmıştır. Okulumuzda verilen tasarım eğitiminin ve sektörle iç içe yaptığımız bir çok çalışmanın boşa gitmediğini görmek, beni fazlasıyla ile mutlu etmektedir.