Finansal Okuryazarlık Dikkat Tuzak Var!

Ülkemizde son yılların kurumsal çalışmaları arasında başı çeken bankacılık merkezli faaliyetlerin bundan böyle iş hayatından öte bireysel hayatın içine yerleştirme çabaları devam ediyor.

Ülkemizde son yılların kurumsal çalışmaları arasında başı çeken bankacılık merkezli faaliyetlerin bundan böyle iş hayatından öte bireysel hayatın içine yerleştirme çabaları devam ediyor.

Teknolojinin bilişim yönünde geliştirilmesi ve toplumsal hareketlerin medya ile aynı yöne kanalize edilmesinin ardından bireylerin de aynı sistem içerisinde pasif halden aktif hale getirmek için " finansal okuryazarlık”faaliyetleri başlatılıyor. İşin daha da ilginç yanı "hassasiyetleri ”olduğunu bildiğimiz bir gazetede "finansal okuryazarlık seferberliği ” olarak verilmesi toplumun medya aracılığı ile küresel sisteme entegre edilişi hem de "hizmet”kavramı içerisinde sunulması dikkatlerden kaçmadı.

Bu konular öyle rastgele gündeme getirilmiyor. Dünya Bankasının ülkemizde yaptığı araştırmaya göre 20 milyon insan henüz bankalardan uzak durmuş. İnsanımızın %50’si borcunu eş-dost ve akrabadan edinirken diğer kısım ise borcu borçla kapatmak durumu söz konusu imiş. Ayrıca bileşik faiz hesabını her dört kişiden biri ancak yapabilmiş. Bu durumları dikkate alan bankacılar, bir dermek kurarak faaliyetlerine resmiyet kazandırmak suretiyle insanların tamamını çökmüş sisteme dâhil etme çabalarına hükümet nezdinde destek bulmuş olması Borca Dayalı Para Sistemi ve Kısmi Rezerv Sistemin (BDPS/KRS) zulme dönüşmesine veya mevcut zulmün artmasına sebep olacaktır.

İnsanımızın hayat standardında (belli kesim hariç) bir iyileşme olmamasına rağmen, kahir ekseriyet açlık sınırında ve yoksulluk sınırının altında hayatta kalma mücadelesi verirken, ilkokullarda ‘finansal okuryazarlık’ dersi verilmek istenmesinin açıklanmamış amacı; olsa olsa bankacıların açgözlülüğüolabilir. Toplumu ayakta tutan aile yapımızın diğer gelişmiş ülkelerden hayli ileri olması, toplumsal yapının sağlam kalmasında en büyük etken. Düşünülen bu proje ile aile içi dayanışma devre dışı bırakılarak, küçücük dimağlara çürümüş sistemlerini, öğretilmiş çaresizliklerini aşılama ve de yakın gelecekte toplumsal hareketlerin kapitalist yaklaşımlarla olmasının altyapısı bu şekildeki projelerle planlanıyor.

Finansal okuryazarlığın geliştirilmesiyle ülke tasarruf oranlarında artış olacağı ve bu sayede ülke içindeki bankalar, dolayısıyla Hazine dışarıdan daha ucuza iç borçlanma yaparak dışarıdan gelen sıcak paranın risklerinden kaçınma amacı hükümeti cezp etmiş durumda. Bireysel Emeklilik (BES) de bu amaçla getirilmişti. Kaldı ki tasarrufları artırma ve ya en iyi şekilde değerlendirmek işin belirtilen yönü, finansal okuryazarlığın yerleştirilmesinin ardında bankacılığın hayatın her alanında bulunarak, hem parası olanın parasını sisteme çekmek hem de ihtiyacı olanı tuzağa çekerek insanları mevcut sisteme mahkûm etmek.

İktidarda olanlar, borç bulma, borcu borçla kapatma yollarını aramaktan ziyade borcu azaltma, ödeme ve bu yolla elde edilen faizle insanların geleceğinin çalınmasına müsaade etmemesi gerekir. Devlet olma erkini, paranın sahibi olma özelliğini bankalardan alarak kendi parasını üreterek bankalar üzerinden borçlanmaktan vazgeçmesi yapılması gereken en doğru yoldur. Aksi halde mevcut sistemi (BDPS) devam ettirmek, üstelik daha da yaygınlaştırmak en iyi ihtimalle nemelazımcılık olmalı.

Banka ve bağlantılı kuruluşlara, küçükler için; "18 Yaşından Küçükler için Tehlike!” kaydı, büyükler içinde "Dikkat Tuzak Var!” uyarı levhası konulmalıdır.