IRAN VE TÜRKİYE GERÇEĞİ

Dünya gün geçtikçe daha da küçülüyor ve iş ilişkileri küresel pazarda büyük bir rekabet içerisinde yürütülüyor.


Dünya gün geçtikçe daha da küçülüyor ve iş ilişkileri küresel pazarda büyük bir rekabet içerisinde yürütülüyor. Bu rekabette coğrafi yakınlığın önemini ve sağladığı avantajları biliyoruz. Bunun yanında birbirinin kültürünü çok iyi bilen, onun değerlerine saygı gösteren, dilinden anlayan ülkelerin daha da avantajlı olduğu bir gerçektir.
Dünyayı siyaset değil ticaret yönetiyor ve bir çok Iran'lı iş insanı da bunun bilincinde. Ancak kısa vadede sonuç almanın peşine düşen Iran'lılar oldukça fazla. Bu bakış açısına sahip Türkiye'de de fazlaca firma yada kişiler olduğunu ve iki ülke iş insanlarının yeterince birbirini tanımadığını düşündüğümüzde neden iş yapılamadığı sorusunun cevabını az çok tahmin edebiliriz.
İran'lılar Türk'leri seviyorlar ve bizim onları tanıdığımızdan daha çok bizleri tanıyorlar. Türkiye’ye müthiş bir ilgi duyuyorlar. Yatırımcı tercihinde de Türk iş adamlarını, Türkiye’den giden yatırımcıları tercih ediyorlar ve ticaret yapmak istiyorlar.
İran'ın potansiyelini Türkiye tam olarak kullanamıyor. Siyasi ilişkilerden ticari ilişkileri koparıp kültür ve sanatın gücünü kullanarak daha hızlı yol alacağımıza inanıyorum. Böylece İki ülkeyi birbirine yaklaştırıp bütünleştirebiliriz diye düşünüyorum.
Türkler ile İranlılar bir çok konuda iyi anlaşıyor görünüyorlar, çok güzel hedefler koyuyorlar ama bunu uygulamaya geçiremiyorlar. Çünkü samiyetsizlik ve güvensizlik var. İşin komik tarafı iki tarafta bunu biliyor ve aynı sebeblerden dolayı iş yapamamaktan sonuçlandıramamaktan yakınıyorlar.
Evet, siyasi sorunların olduğu bir gerçek. Buna bağlı olarak bürokratik engelleri de göz ardı edemeyiz. Ama sonuç olarak bu karmaşa iş dünyasına olumsuz yansıyor.
Tüm dünyanın yakın takibe aldığı bu coğrafyada İran ve Türkiye’nin ortak hareket etmesi hem her iki ülke hem de bölge ülkelerinin lehine sonuçlar doğuracaktır.
Olumsuz noktaları ortadan kaldırmak için çözüme yönelik projeler geliştirilmesi gerekmektedir..
Türk iş adamları Iran da iş yapmak istiyor, Iranlılarda iş yapmak istiyor ancak çekiniyorlar ve yaşanmış kötü tecrübeleri duydukları için temkinli, çekimser yaklaşıyorlar. Bu konuda haksız sayılmazlar ancak bu ticari ilişkilerin bir sisteme oturtulması ve onların bu çekincelerinde muhatap olacakları, firmaların ulaşabilecekleri ticari istihbarat yapabilecekleri bir yapı oluşturulmasının gerekli olduğunu düşünüyorum.
Mevcut iş birlikleri daha çok kısa vadeli gerçekleşiyor. Türkiye'de olduğu gibi Iran'da da uzun vadeli düşünen firma sayısı çok az. Bu da kurumsal yaklaşımla iş yapma modelini geliştirebilmek açısından zorlayıcı oluyor ve gerek Türkiye tarafında gerekse Iran tarafında samimiyetsizliğe dolayısıyla güvensizliğe neden oluyor.
Bu noktada, temkinli ama hızlı davranmak lazım. Birçok firmada 'biz istiyoruz ama tereddütlüyüz' görünümü var, Bundan bir an önce sıyrılıp harekete geçebilmek adına sorunlara çözüm getirecek projeler geliştirmemiz gerekiyor.
Doğru projeler ile iki ülke arasında sürdürülebilir güçlü işbirlikleri kurulabilir, mevcut işbirlikleri daha da ileriye taşınabilir. Bu noktada birbirimizi daha iyi tanımak ve iş kültürümüzü daha iyi anlamamız gerekmektedir.
Dış basından kimsenin etkilendiğini görmedim. Iran'lılar servis edilen haberlere itibar etmiyor ancak siyasi yaptırımlardan etkileniyorlar.
İran'da işler kişisel ilişkilerle yürütülmektedir. Türkiye deki bir çok firma da bunu bilmektedir. Ancak iki ülke arasında aracılık/danışmanlık hizmeti veren yanlış firmalar/kişiler sebebiyle olumsuz sonuçlar yaşanmış, dolayısıyla olumsuz intibaya sebeb olmuştur.
İki ülke arasında iş etiği kuralları çerçevesinde ticaretin yapılmasına yönelik yaptırımlar uygulanmalıdır.
Etik kurallar çerçevesinde ilkelerin belirlenerek iki ülke katılımıyla bir kurul oluşturulması, Iran ve Türkiye arasında hedeflenen ticaret hacmine ulaşılmasında önemli rol oynayacaktır.
İki ülke işbirliği ile oluşturulacak bu yapının başarılı algı yönetimi ve sorunların hızlı çözümlenmesine yönelik yaptırım gücüyle ticari hacmin önemli ölçüde ileri taşınacağına inanıyorum.
Ayrıca karşılıklı kültür sanat faaliyetlerinin arttırılarak, pazarlama stratejilerinin de geliştirilmesi gerekiyor.
Böylece birbirini tanıdığını düşünen ancak gerçek anlamda tanımayan iki ülke arasındaki bağın kuvvetlenmesi kaçınılmaz olacaktır.
Iran'la yaşadığımız bu sorun bir çok ülke işbirliklerinde de karşımıza çıkmaktadır.