Kuyumculuk ve Guven‏

Türkiye'de kuyumculuk sektöründeki ticari iş yapış biçimleri diğer ülkelerden farklı... Bizde maalesef "Ne pahasına olursa olsun üretmek ve satmak" düşüncesi ağır basıyor ve sektör mensuplarını aşırı rekabete ve tedbirsiz satışa yöneltiyor. Çoğumuzun gözü çok kara. Komşu ülkelere ve dünyanın her yerine herhangi bir teminat almadan, çek senet almadan ürün satabiliyoruz.


Türkiye’de kuyumculuk sektöründeki ticari iş yapış biçimleri diğer ülkelerden farklı... Bizde maalesef "Ne pahasına olursa olsun üretmek ve satmak” düşüncesi ağır basıyor ve sektör mensuplarını aşırı rekabete ve tedbirsiz satışa yöneltiyor. Çoğumuzun gözü çok kara. Komşu ülkelere ve dünyanın her yerine herhangi bir teminat almadan, çek senet almadan ürün satabiliyoruz. 
İtalya’da veya başka ülkelerde üreticilerin büyük çoğunluğu kredili mal satmıyor. Müşterileri malın karşılığını havale ettikten sonra siparişlerini gönderirler. Her şeyin belgesi vardır. Eğer kredi talep ederseniz kibarca "ben üretim firmasıyım banka değilim” derler Tüm ticari ilişkilerimize yayılması büyük bir zorunluluk haline geldi. 
Çünkü sektör 20 sene öncesine göre çok değişti. Her il, ilçe ve semtteki perakendeci sayısı arttı. Yeterli sermayesi olan da olmayan da bu işe girdi. Birçok kişi kolay kredi imkanlarını görüp kuyumcu dükkanı açtı. Ustasının yanından ayrılan bir tezgahtar bir dükkan kiralamayı başarırsa vitrinlerini doldurmakta zorluk çekmiyor. Veya bir firmadan ayrılan satış elemanı, bir hafta içinde atölyelerden çantasını doldurup toptancı olup satışa çıkabiliyor. Firmalar arasındaki rekabet arttığından pasta da bölündü ve kârlar düştü.

Sermayesi olan birçok eski meslektaşımız da daralan satışlar nedeniyle başka sektörlere heves edip yan işler yapmaya başladı. Tabiki bu işlere kuyumcu dükkanlarından sermaye transfer ederek girdiler Kuyumculuğa girmek ve kredi almak bu kadar kolay olmamalı... Yeterli sermayesi olanlar bu işin toptancılığını ve perakendeciliğini yapabilmeli. Eğer böyle olursa çantacı ve perakendeci sayılarında da azalma olur ve rekabet ortamı dengeye ulaşır.
Böylece herkes güvenli bir şekilde ticaret yapabilir ve makul paralar kazanır. Gönül rahatlığıyla iş yapılır. Hurda demirciye, çatal veya kaşık satan firmaya giden birisi 40-50 milyar liralık bir krediyi hiçbir belgeye dayanmadan alabilir mi? Üstelik bu ürünleri hemen eritip anında paraya çevirmekte mümkün değil. 
Altın öyle mi? Şimdi alın yarım saat sonra paraya çevirip ne isterseniz yapın Üretici ve toptancı firmalar ürettikleri altın takıları aracı çantacılara ve perakendeci müşterilerine faturasını kesip, karşılığında çek veya senedini alarak vermelidir. Kuyumculuk dışındaki tüm sektörlerde ticari ilişki bu şekilde yürüyor. Hatta bu sektörlerde belirli miktarın üzerindeki alacakları için satıcılar banka teminat mektubu da istiyor. 
Oysa kuyumculuk sektöründe üretici ve toptancılar dünyanın en kolay paraya çevrilebilecek ürününü hiçbir belge ve teminat almadan satıyor. Dolayısıyla tahsilat zorluğu çekiyor, hatta ciddi zararlara uğruyorlar. En kötüsü de müşterisi ödeme zorluğuna düştüğünde alacağını kanıtlayamaz duruma düşüyorlar.

Sorunun çözümü çok açık: Üretilen her ürün satılırken faturası kesilmeli ve karşılığında da çek veya senet alınmalı. Borcunu ödeme niyetindeki dürüst perakendeciler bundan rahatsız olmayacaktır. Verilen altının karşılığında çek veya senet alınması ticari ilişkileri yasalara uygun hale getirir. Altın çok kolay paraya çevrilebilen bir metaldir. Kapı, pencere, elbise, cam, havlu, çatal, kaşık vs satanlar çekini senedini, teminatını alıyorsa altın satanlar neden almasın?