ÖZGECAN İLE SÖZÜN BİTTİĞİ YER... Kapalıçarşı Aslına Dön... Kral Çıplak!

Özgecan psikoloji okuyordu belki de size az sonra anlatacağım insanları tedavi etmeyi hedef koymuştu kendine ama acı sonuç! 24 yıldır Kapalıçarşı'nın tozunu yutmuş ve küçük büyük herkesin abla dediği bir elin beş parmağını geçmeyecek nadir kadın esnafından biri olarak, bu mücadele ettiğim ortamda yıllardır gözlemlediğim psikolojik durumu Özgecan vesilesi ile analiz etmek ve sonuçlarını sizlerle paylaşmak istiyorum.


Özgecan psikoloji okuyordu belki de size az sonra anlatacağım insanları tedavi etmeyi hedef koymuştu kendine ama acı sonuç!


24 yıldır Kapalıçarşı'nın tozunu yutmuş ve küçük büyük herkesin abla dediği bir elin beş parmağını geçmeyecek nadir kadın esnafından biri olarak, bu mücadele ettiğim ortamda yıllardır gözlemlediğim psikolojik durumu Özgecan vesilesi ile analiz etmek ve sonuçlarını sizlerle paylaşmak istiyorum.


Bilir misiniz ki esnaf kızının ve eşinin Kapalıçarşı'ya gelmesini istemez! Mecburen gelmesi gerektiği zamanda ya çırağıyla ya da kalfasıyla giriş kapısından aldırtmak suretiyle içeriye sokar! Şimdi bu psikolojik yapının içindeki esnafa soruyorum siz eşinizi kızınızı sokmaya çekindiğiniz Kapalıçarşı'ya nasıl kadın müşteri bekliyorsunuz? Sorun sizin ailenizi korumakla bitecek kadar sığ düşünce içinde iseniz gaflete düşmüşsünüz demektir. Çünkü bu sorun sadece Kapalıçarşı'da değil her yerde... Mesela Mersin'de... Eşine ve kızına yapılmasını istemediğin şeyin neden başkasının karısına ve kızına yapılmasına izin veriyorsun? Burası senin ekmek yediğin yerse önce sen saygı gösterecek ve korumanı sağlayacaksın.


Defalarca bunu gündeme getirdim yaptırım uygulansın , işe alınanlara kriter konulsun dedim. Çözüm üretelim dediğin zaman kimseden ses yok! Eskiden güvenlik açısından hep referans ile çırak alınırdı ve yetiştirildi. Gelen her çocuk aile kültürünü almış olur ve gelişimini Kapalıçarşı'da tamamlardı. Hatta Kapalıçarşı'da yetişmiş denildiği zaman farklı bakılırdı. Ama şimdi ipini koparan Kapalıçarşı'ya geliyor. Yolda yürürken etraftan duyduklarım ise anlatmakla bitmez. Geçen turist kızlara söylenen ya da mağaza içlerinde yapılan muamelelerden bahsetmek dahi istemiyorum. Bırakın turisti, eskiden İstanbul Üniversitesinin cıvıl cıvıl öğrencileri Kapalıçarşı'yı kestirme yol olarak kullanır ya da tarihi dokunun kokusunu almak için ders aralarında gelirdi. Şimdi geçmiyor ya da mecbur kalıyorsa da hızlı hızlı kafaları önde geçiyorlar. Bu nasıl bir zihniyettir?


Şimdi sizlere başka bir profil daha çiziyorum. Çoğu atölye ve mağazada televizyon seyrediliyor. Kapıdaki çıraklar ise teknolojinin nimetlerinden faydalanıyorlar. Hangi programlar izleniyor biliyor musunuz? Hemen ''Futbol''dediğinizi çok net duyuyorum ama Hayır!Futbol sadece pazartesi sabahlarının gündemi. Daha önemli programlarımız ise evlendirme programları, dayak yiyen ve kaçırılmış kadın programları, bu tarz benim , toplumu seviyesizleştiren bazı diziler vs... Her köşe başında yapılan yorumlar da inanılmaz çok eğlenirsiniz....Eğitim önemli diyoruz ama bu programları seyreden toplumumuzun üyelerinden beklenen sonuç başka ne olabilir ki? Son 10 senede açılan derin uçurumu anlatmam için kelimeler yetersiz kalıyor.


Yazık... Çok Yazık!!!


Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın görev tanımı nedir? Bu toplum nereye gidiyor? Neden RTÜK insanların belki de hiç aklına gelmeyecek dayak, cinayet ,kaçırma hikayelerinin ve bu tür kadın iffetini aşağı çeken programların yapılmasına ve yayınlanmasına izin veriyor? Bunun gibi daha sorulacak nice sorular...


Son söz olarak Özgecan'a ailesi çığlık atmayı öğretmiş ama demek ki o da işe yaramıyor!!!