Piyasaların 2015 Gerginliği

Yılsonu yaklaşırken finansal piyasalarda yeni yıla dair umutlar konuşulacağı yerde karamsar düşüncelerin hakim olduğu, ileriyi göremeyen üreticilerin yatırım kararlarını ötelediği, nihai tüketicinin borçluluk oranının arttığı, bireysel yatırımcının dalgalanmadan kaynaklanan bekle-gör stratejisinin yer aldığı bir durum var.


Yılsonu yaklaşırken finansal piyasalarda yeni yıla dair umutlar konuşulacağı yerde karamsar düşüncelerin hakim olduğu, ileriyi göremeyen üreticilerin yatırım kararlarını ötelediği, nihai tüketicinin borçluluk oranının arttığı, bireysel yatırımcının dalgalanmadan kaynaklanan bekle-gör stratejisinin yer aldığı bir durum var. Bu haftanın finansal gündeminde uluslararası derecelendirme kuruluşu S&P Türkiye’nin BB+ olan kredi notunu değiştirmedi ama özel sektörün açık olan döviz pozisyonuna, düşük iç talebe ve TL’nin gittikçe zayıfladığına dikkat çekti. Bu durum 2015 yılında ciddi oranda dış finansmana ihtiyaç duyulacağını yansıtıyor.

Kurlara ve altına hangi senaryoların etki ettiğini aşağıda irdeleyelim.
FED Politikaları: Uluslararası piyasalarda altın dolarla fiyatlandığı için FED tarafında yapılan açıklamalar büyük senaryoyu oluşturuyor ve dolayısıyla ters korelasyonu oluşturuyor. Doların diğer para birimleri karşısında yükselmesi, FED’in 2015 yılında faiz artırıma gitmeye hazırlanmasından kaynaklanıyor. Diğer merkez bankaları USD faizi artarken kendi para birimlerinde düşük faiz politikası uyguladıkları için böyle oluyor.

Fiziksel Talep: Bilindiği üzere altına fiziksel talep en çok Hindistan’dan geliyordu ancak ülkede uygulanan vergi yükseltilince onsu yukarı taşıyacak bir damar daha kesilmiş oldu. Yeniden düzenlenmesi ise ancak cari açığının azalması ile mümkün. Aralık ayında yapacakları toplantı neticesinde alınacak altın ithalatına vergi indirimi ve yılsonu pozisyon kapamalar onsu destekleyebilir.

Üretim Maliyeti : Ons seviyesi her gerilediğinde yatırımcıların dilinden düşmeyen diğer konu ise başlıkta yer aldığı gibi maliyetler oluyor. 1000 doların altı görülebilir mi sorusuna yanıtlar aranırken odaklanmamız gereken konu sadece üretim değil bununla birlikte saklama maliyetini dahil ederek sürdürülebilir olana ulaşmak olmalı. Dünyadaki üreticiler ons hangi seviyeye gerilerse bu maliyetlere katlanamaz hale gelir sorusunun cevabı altındaki dip seviyeyi gösterir. Yapılan araştırmalarda önde gelen altın üreticilerinin maliyet ortalamalarının 1030-1050 olduğu ortaya çıkmaktadır.

Diğer Etkenler: 30 Kasım tarihinde İsviçre Merkez Bankasının altın rezervlerini %20de tutacak mı sorusuna yanıt bulacağı referandumdan "hayır” sonucunun çıkması bekleniyor. Bu sonuçların açıklandığı ilk günlerde kısa vadeli olarak satış baskısı yaratabilir. Altın konseyinin verilerine bakarsak kriz dönemlerinden (2008) hemen sonra güven kazandığı için talep gören altında 2012’den bu yana talep eğrisinin azalarak devam ettiği bir grafik mevcut.