İnsaoğlunun madenleri işlemeye yönelik ilgisi taş devri dönemine kadar
uzanmaktadır. En genel anlamda kuyumculuk
insanların, kendilerini ve dolayısıyla bulundukları çevreyi güzelleştirmeye
yönelik çabaları olarak düşünülebilir. Tanımımızı daha da daraltacak
olursak; altın gümüş gibi değerli
madenlerin ve alaşımların sanatsal öngörüyle işlenmesi faaliyetini
gerçekleştiren meslek koludur kuyumculuk. Türkiye’de kuyumculuk sektörünün başarısı 90’lı yıllardan sonra ortaya
çıkmaya başlamıştır. Kalemkarlık, muhlayıcılık, minecilik, sadekarlık gibi
atalarımızın babadan oğula taşıdıkları meslek anlayışının aksine günümüzde
eğitime dayalı çeşitli uzmanlık alanları oluşmaya başlamıştır. Bu uzmanlıklar
eğitimin kuyumculuk sektörü açısından önemini vurguladığı gibi başarının
pazarlama ve kaliteden geçeceğine bir öngörü sağlamaktadır. Dünyadaki globalleşme etkisi her alanda olduğu gibi kuyumculuk
sektöründe de kendini gösteriyor. Günümüz rekabet ortamı, değişen koşulları
hızlı takip edebilmeyi ve aynı hızla yanıtlayabilmeyi gerektiriyor. Bu hızlı
değişim ve gelişim teknolojinin sunduğu olanaklarla destekleniyor. Sektör artık
küçük atölyelerden büyük fabrikalara dönüşüyor. Sektör, tasarım ve teknolojiyi
buluşturma noktasında ise düşünürlere, araştırmacılara, tasarımcılara,
geleneksel ustalara ve nitelikli çalışanlara ihtiyaç duyuyor. Dünya pazarındaki
gücünü artırmak adına yakın takip noktasında deneyimli satış elemanlara
gereksinim artıyor.
Kuyumculuk
sektörümüzün kendi branşın da eğitim almış elemanlara ihtiyacı kaçınılmaz bir
gerçek olmaktadır. Geçmişten günümüze usta-çırak ilişkisiyle bugünlere kadar
gelebilmiş olan kuyumculuk mesleğinin artık dünyayla rekabet edebilmesi için
eğitimli insanlara ihtiyacı vardır. Bu konuda hem üniversitelere hem firmalara
büyük iş düşmektedir. Dünyadaki üretim yapan sektörle rekabette en önemli etken
bilgi ve becerisinin ön planda olmasıdır. Bugün mesleki heyecanını yitirmemiş
olan ustalarla mesleğe yeni giriş yapan üniversite mezunlarını bir arada
harmanlayan firmalar rekabet gücünü arttırmıştır. Gençlerin araştırma ve
geliştirme becerilerini ustalarımızın bilgi ve tecrübesiyle birleştirdiğimizde
kuyumculuk sektörü önemli bir eksiğini gidermiş olacaktır. Hem ülkemiz hem sektörümüz
bu enerjiyi en iyi şekilde kullanmalıdır. ---Devam edecek....