Sevgili Okuyucular,
Bugünkü yazımda sizlere 19 Ekim Cumartesi günü Sultanahmet Sura Otel’de düzenlenen ve Mücevher ve Takı Tasarımcıları Derneği’nin (MÜTADER) ev sahipliğinde gerçekleştirilen anlamlı bir seminerden bahsetmek istiyorum. Tasarımcılar ve sektörün önde gelen isimlerinin bir araya geldiği bu etkinlik, gerçekten ilham verici anlara sahne oldu.
Geçen ay düzenlenen seminere katılamamış olsam da bu, benim ilk katılımım olduğu için oldukça heyecan vericiydi. Etkinlik boyunca edindiğim izlenimler son derece olumluydu.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Sn. Ercan Özboyacı, mücevher sektörünün genel durumu hakkında bizleri bilgilendirirken, Mücevher Tasarımcısı Sn. Meltem Kurtulan ise Anadolu’daki takı kültürü üzerine yaptığı konuşmayla dikkat çekti. Kurtulan, üzerinde yaşadığımız toprakların ne kadar değerli olduğunu ve bu değerlere sahip çıkmamız gerektiğini vurguladı. Ayrıca, genç tasarımcıların bu kültürü derinlemesine inceleyerek ve anlayarak gelecekteki tasarımlarına nasıl yansıtabileceklerine dair önemli ipuçları verdi. Ülkemizin markalaşması gerektiğinin altını çizen Kurtulan, mücevher tasarımını bir meslek dalı olarak kabul etmenin önemi üzerinde durdu. Kopyacılıktan uzaklaşıp özgün tasarımlara yönelmemiz gerektiğine vurgu yaptı.
İlk konuşmacılardan biri olan ve benim de özel bir hayranlık beslediğim Urart Tasarım Müdürü Sn. Filiz Vural, tasarımların hayallerden fikirlere, oradan da çizimlere ve nihayetinde takıya nasıl dönüştüğünü kendi eserleriyle sundu. Anadolu’nun kültürel mirasının sürekliliğini sağlama misyonunu benimsemiş Urart firmasını, Filiz Hanım’ın anlatımıyla dinlemek gerçekten çok kıymetli ve heyecan vericiydi.
Mücevher ustası Sn. Avenis Kendir’i bu organizasyonda görmek ise ayrı bir mutluluktu. Kendisi, benim doğduğum yıl ilk mağazasını açmış bir ustadır ve ismini burada birkaç cümleyle özetlemek mümkün değil. Ancak, kendi sitesinde yayımladığı ve benim de çok beğendiğim bir yazısından küçük bir alıntı paylaşmak istiyorum:
"Her nesne, doğası gereği insan üzerinde izler bırakır. Nesnelerin her biri, sahibinde bir etki yaratır ve bir iz bırakır. Kişinin seçtiği her şey –takılar, kıyafetler, günlük kullanım eşyaları– bir karakter yansıtır. Bunlar bir araya gelerek kişisel bir izlenim, bir işaret oluşturur."
Sn. Kendir’in daha çok soru-cevap formatında gerçekleştirdiği konuşması, usta-çırak ilişkisini hissettiren sıcak bir sohbet havasındaydı. Son derece mütevazı ve güler yüzlü bir duayen olan Kendir, Meltem Hanım gibi üzerinde yaşadığımız toprakların ve geçmiş medeniyetlerin ne kadar kıymetli olduğunu vurguladı. Özellikle okumanın ve bilgi sahibi olmanın tasarım dünyasında ne kadar önemli olduğuna değindi ve her tasarımcının kendine ait bir kütüphanesi, arşivi olması gerektiğini belirtti. Özgün olunmadığı sürece yeni tasarımlar üretmenin zor olduğuna dikkat çekti.
Seminerin son konuşmacısı Mücevher Tasarımcısı Sn. Ece Benay Erişen ise bize kısa bir süre içinde son trendlerden bahsetti. Vakit kısıtlı olduğundan hızlı bir sunum yaptı, ancak nazik ve bilgilendirici sunumu için kendisine ayrıca teşekkür ederiz.
Seminer beklenenden çok daha kalabalıktı ve katılımcılar için yeterli sandalye dahi bulunmadı. Bu, sektöre olan ilginin ve yeni nesil tasarımcıların heyecanının bir göstergesiydi. Bu oluşumun çok iyi yerlere geleceği ve mücevher sektörünün bilinçli, yenilikçi tasarımcılarla ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye devam edeceği kesin.
Bu organizasyonu düzenleyen, başta Sn. Bahadır Benzer olmak üzere tüm ekip arkadaşlarına teşekkürlerimi sunuyorum. Bir sonraki buluşmada görüşmek dileğiyle…